Küçük bir bakışa bağlı sıradanlığım
Korumasız dalgınca kurulanır size ne
Gece siner yüreğime güneşin umrunda mı
Neden diye düşünsem de, boş
İçimden sızar akar bilinmez
Kudurur iffetim
Islanır durur tellere bağlanmış sözlerim
varmak zordur
durmadığın bir ana bakınca
kırlarda uçan çiçeklerin kanadındaki rüzgar olmak istersin
durmak bir çığlığa karşı
süzülür göz yaşların kırışık gömleğinden avucuna
buraya kadar dersin hayallerinin kırıntılarına
sürülürsün benzi soğuk denizlere
olamaz mı kırgın
süremeyince gönlünü öylece
çıkmak için hapishanesinden bin kere denesende
ayın hıçkırığına
Günce yazarım, duruk batar yine şişeler denize
Kurtulmuş sallanır dalında gülüşlerim
Bakarım sadece, varmışım yada yokmuşum masalların içinde
Sorarım sana ve sanılanlara
Hiçe hiç silinmiş izler suratına vurulanlarda
Durdukça duraksamadan esen, yalnızlık melodisinde
Binbir gecenin toplanıp, bir gündüz edemediği
Varıpta satamadığımız geleceklerimiz adına
Bugün hava kapalı bilemezdim beni içine almayacağını
Yüreğim döktü yapraklarını tek tek
Ne ararsın neyi beklersin çocuk
Bu hayat senin için çok lüks
Yanlış cehennemindesin
Geceyi ört üstüne gelirse birileri ne ala
Gelmezse bırak açmasın üstünü hiç kimse
Öylece kal orda
Azrail dermanım olsa bakamazdım ayrılırken sana
Gecerken yanından akardı gönlüm denizlere
Yağmasın diye dua ederdi yagmur damlaları
Kervanım senden y
Islak bir çorap çıkmış parmaklarımdan bilemediğim yollarda
Küfürden bakışlarla basılmışım çıplak gecelerimde
Bilirsin yol buraya kadar
Süremem yalnızlığımı tek başıma
Demlenmeden dibe çöker hayatım rüyalarımda
Soluk nefesim kesilmiş duruyor bedenimde
Dermanımın sonu umut, başı ben
Dibine düşmüş nokta gibi
İçimde ufalanır doğrularım
Karanlık bir hecenin içinde sönü verir ıslıkları
soluk cizgilerim
kan kırmızısı akıyor damarlarımdan
masada bıraktığın mektubu açamadı ellerim
hala sen kokuyor
üzülmek içimi kemirmeye başladı
söz bu, sızlamasın ciğerim
bu yokuş benim bırak
hükmedemedim sevdama, vurayım
geçer gider olayım artık
sanma ki yarın bende bir özlem
bir boşluk adımlarım hükümlü
kapanacak diye bekliyor kalbim, gözlerimi
ne zaman diye soruyor her hucrem, aslına dönmek için
Bu ufakcık bir oyun kelimeleri kabına sığdıramadığım
Uzayıp gider gölgesi adımlarımdan
Dikenleri parçalar kanatır yolumu
Erimez bilirim ben, gözbebeklerimden akan yaşlar yanaklarımda
Serseri bu hal, içine düştüğüm dehliz benim
Sevemedi gönlüm, bulamadı kaybettiği anılarını duvarlarında
Söz veremez oldum artık ruhumda dolasana
Sonu baslamadı ne yazık ki, başlatamaz da zaman bundan sonra
Gözlerinin soğukluğunu hisset
Bir mavi bir turkuaz sahilim olur
Çalınır tüm şarkılarımın notaları
Gönlüm siner gider yokluğuna doğru
Durmadan akar öylesine zamanın elerine bırakıp akışını
Katibim masamdaki dilekçem
Sürgüsü saplı ve paslı çıkamaz kininden
Bir vakit desem olmaz o vakit birden
Kumruların yalvaraşları kadar masum diner yağmur pencerelerden
Kurutmaya bile vakit kalmaz sözlerimiz ıslak ıslak gömülür hecelerim
Ayran içtik ayrı düştük, kestik zamanın başını
Çıktık yoldan, düştük sondan, sorduk soruşturduk bu işi en son kaşıyanı
Kara koçan, kara batak, ucu sivri bıçak bağrımızda dolduk boşaldık sokaklarda yakmak için bulduğumuz her çırayı
Dur düşün nerede hatamız bizim diye?
Dostun Escado konuşuyor şimdi bunu iyi dinle.
Suç ve ceza yazılıyor her dudakta bu şehrin an ve an
Bu devrin çocuklarına hem karmakarı#